Hz. Safvan Bin Muattal ve Adıyaman Bölgesinin İslamlaşması

Hz. Safvan b. Muattal’ın beraati, Allah tarafından belgelendikten sonra o, yine Hz. Peygamber çevresinde olanlardan biri olmaya devam etti. Onu hemen her savaşta görmeye devam ediyoruz. O, bu savaşlarda sadece resmi görevi olan ordu artçılığı görevini yapmıyor, aynı zamanda savaşlara katılıp kahramanca mücadele veriyordu. Onun savaşlarda Hz. Peygamber ile birlikteliği ileride vereceğimiz rivayetlere de yansımıştır.

Yeni Bir Görev

Hz. Peygamber, bazen Medine’deki topluma duyurulmak üzere bazı duyurular yapardı. Bu duyuruları yapmak için bazı sahabeler görev yapardı. İşte bu sahabelerden biri de Hz. Safvan b. Muattal’dır.
Hz. Peygamber bir seferinde içki yasağı geldikten sonra hangi şeylerin içki, hangilerinin içki olmadığını netleştirmek için duyurular yaptırıyordu. Çünkü sahabenin içtikleri her şey alkollü olmayıp haram değildi. Bu sebeple yine bir seferinde Hz. Peygamber Hz. Safvan b. Muattal’ı görevlendirip Medine halkına: “küpte nebiz yapıp içmemelerini, bunun haram olduğunu ve yasaklandığını” ilanını yaptırttı.

Kürz b. Cabir Seriyyesi

Hz. Safvan b. Muattal, Medine dönemindeki yıllar boyunca bütün seriye ve harplere katıldı. Onun bazı savaşlar ve seriyyelerde ön plana çıktığını acil durumlarda gönderilen birlikler içinde yer aldığını görüyoruz. İşte bunlardan biri de Kürz b. Cabir Seriyyesi’dir.
Hicretin altıncı yılında Hz. Peygamber, Hudeybiye Seferi’ne çıkmadan hemen önce bir grup bedevi Arap Medine’ye gelip İslam’a girdi. Bu kişiler zayıf, hastalıklı, sıtmalı, karınları şiş bir halde idiler. Hz. Peygamber bunların düzelmesi için devletin develerinin olduğu yere gitmelerini orada deve sütü ile beslenip düzelmelerini istedi. Onlar da gittiler, hastalıkları düzeldi hatta şişmanladılar.
Bu iyiliğe rağmen bu bedeviler durumları düzelince oradaki develerin başındaki Hz. Peygamber’in görevlendirdiği çobanın gözüne, diline dikenler batırdılar, el ve ayaklarını kestiler, işkence ile öldürdüler, develeri de alıp kaçtılar. Olayı duyan Hz. Peygamber, derhal 20 kişilik bir süvari kuvveti hazırladı. Bu birliğin içinde Hz. Safvan b. Muattal da vardı. Bu birlik bu hainleri yakaladı. Bunlar Medine’ye getirildi. Kısas yapılıp elleri ayakları kesilerek öldürüldüler.

Hz. Peygamber: Dokunmayın Safvan'a

Hz. Peygamber, Hz. Safvan b. Muattal hakkında gelen şikâyetleri hep ihtiyatla değerlendirmiş, Hz. Safvan b. Muattal hakkındaki hüsnü zannını hiç yitirmemiştir. O, Hz. Safvan b. Muattal hakkında şikâyetlere karşı hep Hz. Safvan b. Muattal’ı savunur durumda olmuştur. Bu durum İfk Olayı’nda bile böyle olmuştu. Nitekim yine bir savaş sırasında Hz. Safvan b. Muattal’ın şiir söyleyerek birisine tarizde bulunduğu Hz. Peygamber’e şikâyet edilmesi üzerine Hz. Peygamber adeta konunun detayını bilmeden onun hakkında şöyle demiştir:
دعوا صفوان بن المعطل فإنه طيب القلب خبيث اللسان
Hz. Safvan b. Muattal’a dokunmayın, çünkü o sözü sert, sivri dilli biri olsa da, kalbi iyilikle doludur.”  
Hz. Peygamber’in bu sözü ilk planda onu tenkit gibi görünse de esasen onu övmeye yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Hz. Peygamber’in bu sözünden Hz. Safvan b. Muattal’ın bir özelliğini daha görüyoruz. Bu özelliği de onun gizli saklı işler çevirmediği, içidışı bir, dobra dobra bir insan olduğunu anlıyoruz. Aslında İfk Hadisesi’nde Hassan’a karşı tavrı da onun bu özelliğini bir miktar da olsa göstermekteydi. Yani Hz. Peygamber Hz. Safvan b. Muattal’ın dobra dobra bir karaktere sahip bir insan olduğuna şahitlik etmektedir.
Başka bir rivayette ise şöyle demiştir:

“ Bırakın Hz. Safvan b. Muattal’ı O, Allah ve Resulünü seviyor”
İşte Hz. Safvan b. Muattal için bu şehadet yeter. Hz. Peygamber onun Allah ve Resulü sevgisinin her şeyi kapatacağını, küçük hataları olsa bile bu özelliğinin bile ona yeteceğini çok güzel anlatıyor.

<< Önceki Sayfa - Sonraki Sayfa >>